Tüm böbrek taşları aktif tedavi gerektirmemektedir. Eğer böbrek yerleşimli bir taş küçük (4mm den ufak taşlar) ve herhangi bir şikayete neden olmuyorsa, böbrek ve idrar yollarının sağlığı açısından risk oluşturmuyor ve gelecekte taşın problem yaratma olasılığı zayıfsa kişinin de durumu göz önüne alınarak takip programına alınabilir.İdrar yoluna (üreter) ilerleyen taşlarda; taş kendiliğinden düşebilecek kadar küçük, hareketli ve yakınmalar çok fazla değilse; idrar yolunda tıkanıklık yaratmıyor ve enfeksiyona sebep olmuyorsa bir süre kendiliğinden düşmesi beklenebilir. Genellikle 4mm den küçük, hareketli, yüzeyi düz taşlar bu kategoriye girerler. Taşın düşmesi beklenirken hastanın yakınmalarına yönelik ilaç tedavisi verilebilir. İdrar yolunda ilerlemeyen ve tıkanma, enfeksiyon, şiddetli ağrı ve kanamaya neden olan taşlarda beklenmeden tedaviye başlanmalıdır. Takip altına alınan ve takiplerde büyüdüğü saptanan; 5mm. ye ulaşan böbrek taşlarında da yakınma olmasa bile tedavi gereksinimi vardır. Bazı meslek grupları (Uçak mürettebatı), sık seyahat eden kişiler, sağlık merkezlerinden uzak kırsal alanda yaşayan kişilerde de taşlar temizlenmelidir.
Tedavi Prensipleri
Acil Tedavi Hastalar genellikle ‘kolik’ adı verilen ve üreter kaslarının kasılması sonucu ortaya çıkan çok şiddetli ağrı ve buna eşlik eden bulantı hissi ile Acil servislere başvururlar. Ağrının taş kaynaklı olduğundan emin olunduktan sonra ilk yapılması gereken genellikle I.V. (damardan enjeksiyon ) veya I.M.(Kalçadan enjeksiyon) yolla ilaç verilerek ağrının giderilmesi ve hastanın rahatlatılmasıdır. Sonrasında taşın bir obstruksiyona (tıkanmaya) neden olup olmadığı araştırılır. Enfeksiyon varlığı idrar tahlili ve kültürü ile araştırılır. Enfeksiyon şüphesi mevcutsa idrar kültür sonucu beklenmeden (genellikle birkaç günde sonuç belli olur) antibiyotik tedavisine başlanır. Sonrasında taşın büyüklüğü, yeri, idrar yollarının durumu ve taşın yol açabileceği olası problemler göz önüne alınarak takip programı veya aktif tedavi metodlarından hangisinin uygulanacağına karar verilir.Üriner Sistem Taşları Takip Programı Hastaların belli aralıklarla şikayetleri, idrar ve kan tetkikleri, röntgen bulguları değerlendirilir. Değişiklik saptanması halinde kişinin yakınmaları ve taşın durumuna göre aktif tedavi metodlarından birine karar verilir. Üriner Sistem Taşlarında Aktif Tedavi MetodlarıAktif tedavi metodları Girişimsel Olmayan (Non-invaziv) bir tedavi metodu olan ESWL (Taş Kırma) ile Girişimsel (İnvaziv) İşlemleri kapsar. ESWL (Vücut Dışından Taş Kırma Tedavisi) – Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy Günümüzde aktif tedavi gerektiren taşların yaklaşık olarak %85’i ESWL ile tedavi edilir. Klinikte ilk kez 1980 yılında uygulanmaya başlanmıştır ve üriner sistem taşlarının tedavisini dramatik olarak değiştirmiştir. ESWL öncesinde idrar yolunda tıkanma yaratan ve düşmeyen taşlar açık ameliyat gerektirirken günümüzde ESWL ile taşlar küçük parçalara ayrılmakta ve idrar yolundan atılmaktadır. ESWL girişimsel olmadığı gibi anestezi gerektirmeyen ve kişinin günlük yaşantısını etkilemeden yapılabilen bir işlemdir.Üreter taşları ve 2 cm e kadar olan böbrek taşlarında ilk tedavi seçeneği ESWL olarak önerilmektedir.ESWL Sırasında Ne Olmaktadır?
edavi sırasında Litotripter (Taş Kırma Cihazı) tarafından vücudun dışında bir şok dalgası oluşturulmakta ve hastaya temas eden bir su yastığı aracılığıyla vücut içine yansıtılmaktadır. Taşkırma cihazının jeneratörünün kapalı ve küçük bir ortamda (hava veya su içerisinde) oluşturduğu ani enerji salınımı; yüksek enerji dalgalarına (şok dalgası) neden olmaktadır. Şok dalgasının su veya benzer yoğunluktaki (örn. insan vücut dokuları) dokuların içerisinde yayılımı ve ilerlemesi akustik Fiziği kanunlarına uygun olarak gerçekleşir. Şok dalgasının vücut içerisinde akustik dirençleri farklı dokular arasında (yumuşak doku-taş)ilerlemesi doku sınırlarında ( taşın yüzeyinde) sıkıştırma kuvvetinin doğmasına neden olur. Oluşan bu sıkıştırma kuvveti rastlanılan dokunun (idrar yolundaki taş) gerilme direncinden yüksek olması durumunda taşın ön yüzünde çatlama meydana gelir. Şok dalgasının taşın arka yüzüne geçen kısmı geri yansıyarak taşta çatlama ve kırılmaya neden olmaktadır. Şok dalgasının içinden geçtiği diğer dokulara herhangi bir zararı bulunmamaktadır. ESWL sırasında amaç taşı 1mm. den küçük fragmanlara ayırarak ağrısız ve sorunsuz bir şekilde idrarla atılmasını sağlamaktır. ESWL sırasında taş cihazın ekranında görüntülenir, odaklama yapılarak şok dalgalarının ulaşması gereken yer belirlenir ve işleme başlanır. ESWL hastanın yatışı ve anestezi almasını gerektiren bir tedavi değildir.Girişimsel İşlemler
- Üreteroskopi: Üreteroskopi, ince endoskopik aletlerle idrar yolundan girilerek taşın bulunduğu yerde kırılması ve alınması yöntemidir. Küçük taşlar üreteroskopi sırasında özel basket kateterler yardımıyla çıkarılabildiği gibi daha büyük taşlar vücut içinde kırılması gerekebilir. Özellikle üreterin alt kısmında geçişe direnen taşlar için tercih edilen bir yöntemdir. İşlemin yapılması anestezi ve hastane yatışı gerektirmektedir.
- Perkütan Nefrolitotripsi: Genellikle 2.5-3cm. den büyük böbrek taşları için kullanılan tedavi yöntemidir. Operasyon sırasında vücudun yanında iğne yardımıyla böbreğin içine girilir. Böbreğe ulaşan bu yol genişletilerek böbrek içine özel optik cihazlar yerleştirilir ve taş böbrek içinde kırılarak vücut dışına çıkarılır. Üreteroskopi ve Perkütan Nefrolitotripsi uygulamaları ameliyat sonrasında ESWL tedavisi gerektirebilmektedir.
- Açık Cerrahi: ESWL, üreteroskopi ve perkütan nefrolitotripsi uygulamalarının giderek yaygın olarak yapılması nedeniyle günümüzde böbrek ve üreter taşları için açık cerrahi nadiren gerekmektedir. Genellikle diğer tedavi metodlarına yanıt vermeyen ve taş büyüklüğü çok fazla olan durumlarda gerekmektedir.